10 Şubat 2015 Salı

Yürüyen Köşk

 
 


"Yalova Benim Kentimdir." demiş ulu önderimiz taşını toprağını bir ayrı severmiş. Onun sevgisinden ötürü bende ayrı severim memleketimi. Memleketim diyorum çünkü 1 yaşından beri burada yaşıyorum. İyi ki de burada yaşıyorum. Yüz ölçümü olarak en küçük il de olsa öyle çok şey barındırıyor ki içinde, en önemli ve özellerinden birinin de Yürüyen Köşk olduğu su götürmez bir gerçek. Ağaçların pek önemi kalmadığı bu zamanlarda yürüyen köşk ziyaretimiz daha da önemliydi bizim için. İstanbul'dan yarı yıl tatilinde Eylül'ü ziyarete gelen teyzem ziyaret etmek istediği için gittik köşk'e iyi ki de gitmişiz. Öyle iyi geldi ki anlatamam. Harika bir ağaç için yürütülen köşkün hikayesi içimizi ısıtmaya yetti.

Hikaye kısaca şöyle;
Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, Köşk'ün hemen yanındaki Ulu Çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış, binanın duvarlarına dayanmıştır. Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkansız olan bir emir verir.
AĞAÇ KESİLMEYECEK, BİNA KAYDIRILACAK
Görev İstanbul Belediyesine intikal eder. Belediye Fen İşleri Yollar-Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Ünlü bestecimiz Ferit Alnar'ın kardeşi olan Başmühendis Ali Galip Alnar (bazı kaynaklarda Ali Nuri Alnar olarak geçer) yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova'ya gelerek çalışmalarına başlar.
8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çerçevesindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul'dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim, santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtturulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir.
Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Büyük Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya bey ve Cumhuriyet Gazetesi Başmuhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 m. civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve Ulu Çınar ağacıda kesilmekten kurtulur.

Yazı:  http://www.restoraturk.com/koruma-ve-restorasyon/604-yuruyen-koskun-hikayesi.html




Bizde bu harika manzarada fotograf çekilmeyi ihmal etmedik tabi ki. Eğer gelebilme ihtimaliniz varsa yürüyen köşkü muhakkak görmelisiniz.

















4 yorum:

  1. Blog keşif etkinliğinden geliyorum :) Sayfanda izleyicinim bana da bekliyorum :) <3
    http://kirmiziruganayakkabilarim.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  2. Merhaba blog keşif etkinliğinden sizi takip etmeye başladım , bloğumda sizi görmekten mutlu olacağım
    tigrisdriver.blogspot.com
    Minik meleklerim

    YanıtlaSil