22 Ekim 2015 Perşembe

İlk Turşu Deneyimi



                   

         Bir Türk olarak turşu sevmeyen yoktur herhalde :) ben de o turşu sevenlerdenim hele ki osmanbeydeki pelitte yenen turşular, içilen turşu suları aklıma geldikçe ağzımın suyu akıyor... Çocukluğumdan beri kurufasülye pilav ve turşu üçlüsü favorimdir. Umarım Eylül de sever. Bu sene kendi turşumu yapmak için pazarın yolunu tuttum en tazelerinden aldığim turşuluklarla böyle bir serüvene atıldım. Serüven diyorum çünkü daha önce annem yaparken hiç bakmamıştım. 2 annem de çok güzel turşu yapıyor umarım benim için de sonuç iyi olur ama beklemek zorunda olmak daha da heyecanlandırıyor.

Ben küçük boy lahana ,1 kilo turşuluk salatalık , 750 gr da bahçe biberiyle yaptım.  Lahanalı parçalayıp 1 gece önceden tuz döküp beklettim. Kavanozun dibine 1 avuç nohut koymak gerekiyormuş çabuk mayalansın diye (iyi ki internet var yoksa ne yaparmışız ) yaklaşık 2 litre suya 2 yemek kaşığı kaya tuzu ve 1 bardak üzüm sirkesi ve 1 tatlı kaşığı limon tuzunu karıştırıp hazırladım. Bazılarına pul biber serpiştirdim ki acı olsun diye. Toplamda 2 baş sarmısak kullandım sabrım ancak 2 baş soymaya yetti :) kavonoza nohutların üzerine lahanaları sarmısakları kat kat koydum. Üzerlerine kavonozu kaplayacak kadar su koydum kapağı kapatmadan poşet koydum ki hava almasın. Diğer turşulukları da aynı şekilde yaptım sadece biberlerin başlarını koparttım. Salatalıklarım az gelince kalan lahana ve biberleride içine kattım internette salatalıklara delikler açın diyordu ama ben 3 tanesinden sonra vazgeçtim umarım güzel olur.  Bakalım bekleyeceğim nasıl olacak becerebilmişmiyim diye. Umarım kışın yiyebileceğim kütür kütür turşularım olur...













9 Ekim 2015 Cuma

Havuçlu Patatesli Çorba


Eylül çorbayı çok seviyor sayılmaz ama ben elimden geldikçe ona sevdirmeye çalışıyorum. Bu aralar Oktay ustaya takılmış durumdayım. Gerçekten keyifle ve merakla tariflerini takip etmeye özen gösteriyorum. Gerçi Digitürk bu aralar oktay ustayla arama girdi ama şükür uydu var da izleyebiliyorum. Tarifler hoşuma gittikçe not ediyorum ve zaman buldukça uyguluyorum. Geçen gün yaptığı bu çorba da çok hoşuma gitti ve denedim. Sonuç gerçekten lezzetli ve kolay bir çorba oldu. Malzemeleri ve yapılışı görünce denemek isteyeceksiniz :) . Biz ailecek çok sevdik hele Eylül bayıldı. Çocuklarınız taneli yiyemiyorsa blenderdan geçirebilirsiniz.

Malzemeler

                                                                1 patates
                                                                1 havuç
                                                                1 tatlı kaşığı sıvı yağ
                                                                 su
                                                                 tuz
                                                                 karabiber

Terbiyesi için;

1 kase yoğurt
Yarım limon
        3 yemek kaşığı un

                                                                         Üzeri için;


Tereyağ
                                                                               Nane

Havuç ve patatesleri resimdeki gibi küçük küpler halinde doğruyoruz. Sıvı yağı tencereye alıp önce havuçları sonra patatesleri soteliyoruz. Sonra 1 litre kadar su ilave edip kaynatıyoruz. patates ve havuçlar yumuşayınca terbiyesini yapıp az az sıcak çorbayı terbiyeye ekleyip kesilmesini engelliyoruz. Terbiyeyi de 1-2 taşım kaynatıp kaselere alınca üzerine yağ ve nane döküp servis ediyoruz. gerçekten güzel ve lezzetli oluyor sağlıklı olması da cabası :)

                                                                  ... Afiyet Olsun ...





4 Ekim 2015 Pazar

Hayvan Hakları Koruma Günü

   




      4 ekim hayvan haklarını koruma günüymüş facebook sayesinde öğrenmiş oldum aslında hayvanlar konusunda oldukça hassasımdır ama böyle günler atlanabiliyor. En temel en basit ama en anlamlı söz " hayvan sevmeyen insan sevemez" her şeyi anlatmaya yetiyor. En başta çocuklarınıza hayvanları sevdirin korkmayın. Eylül'ün sevgisi öyle hoßuma gidiyor ki her hayvanı içine sokacak gibi seviyor umarim hep öyle olur. Dogdugundan beri hayvanla büyüyen bir bebek olduğu için çok şanslıyız. Keşke herkes evine bir hayvan alsa çocuklar miniklerle büyüse... Ben kendimce sokak hayvanlarını beslemeye ve bakmaya çalışıyorum ama sadece dar bir alana yardım edebiliyorum bu yüzden bir kaç tane derneğe yaptığım yardımlarla daha çok hayvan dostuma yardımcı olma imkanı bulabiliyorum. Böylece içim bir nebze de olsa rahatlıyorum.

Genelde http://www.kolaymama.com kullanıyorum ama bazen de sosyal derneklere de bağış yapıyorum.

Bu günün anlamı ve yardım edebileceğiniz uluslar arası kuruluş WWF .... Bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim...


4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü neden önemli?

Yaşam için gerekli olan hemen hemen her şeyin karşılanmasında doğaya ve onun çeşitliliğine muhtacız. Yaşamımız, bitkilerin ve hayvanların olağanüstü değişkenliği, onların yaşadıkları yerler ve içinde bulundukları ortamlara bağlı.  Ancak doğal kaynaklara yönelik talebimiz sürekli arttığı için bu çeşitlilik tehdit altında.

Bugün, yeryüzünde 7 milyar insan yaşıyor. 2050 yılında ise bu rakamın 10 milyara yaklaşacağı öngörülüyor. İnsanlar çoğalıyor ama bizim dışımızdaki canlı türleri için durum, bunun tam tersi. Hızla artan nüfus, yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaret, yaban hayatın dengesini bozuyor ve yaban hayatın canlıları bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Özetle, biz çoğalırken dünyamızı paylaştığımız diğer canlıların sayısı hızla azalıyor.

Gezegenimize ve barındırdığı çeşitliliğe dair henüz keşfedilmemiş pek çok tür var. Ancak açık olan bir şey var: mevcut değerlerimizi hızla kaybediyoruz. Bu nedenle 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü sadece gözümüzün gördüğü hayvanları değil, yeryüzünde var olan tüm hayvanların da yaşam hakkına sahip olduklarını hatırlamamız açısından çok önemli.

Dünyada türlerin durumu nedir?
WWF; Yaşayan Gezegen Raporu’nda biyolojik çeşitliliği izlemek için Yaşayan Gezegen İndeksi’ni kullanıyor. 2.500’den fazla türü inceleyen Endeks, 1970’den beri biyolojik çeşitliliğin %28 azaldığını ortaya koyuyor.

Örnek verebilir misiniz?
Dünyadan ve Türkiye’den örnek vermek gerekirse; dünyada 1.600 panda, 3.200 kaplan kaldı. Afrika’da fil popülasyonu 470.000-690.000 civarında, ancak insan baskısı, habitat kaybı gibi sebeplerden dolayı sayıları azalma eğiliminde.

Güneybatı Asya’da daha önce çok daha fazla yerde yaşayan ve sayıları yüzbinleri bulan orangutanların yaşam alanı bugün Borneo ve Sumatra ile sınırlı ve popülasyonu 50.000’in altında.

Daha önceleri Avrupa, Asya ve Afrika’da yayılışı olan gergedanların ise ne yazık ki bugün koruma altındaki parkların dışında yaşama şansı çok az. Bir alttür olan Java gergedanı yeryüzünde sadece 50 tane kaldı.

Açık denizlerde kilometreler kat eden ve ülkemizde de yuvalama kumsalları bulunan deniz kaplumbağalarının popülasyonu %20 azaldı.

Akdeniz fokunun tüm Akdeniz’de sadece 500 birey kaldığı tahmin ediliyor. Türkiye’de de küresel ölçekte nesli tehlike altında olan 179 tür bulunuyor. Bu türlerin arasında deniz kaplumbağası, yunus, orfoz, boz ayı gibi türler yer alıyor.

Bu türler günümüzde çoğunlukla gezegenin korunan alanlarında yaşama şansı buluyor. Bu alanların toplamı ise, gezegenin yüzölçümünün sadece %12’sine denk geliyor. Bu kadar küçük bir alan olmasına rağmen hayranlık uyandıran bu canlıların yaşamı tehlike altında ve nesillerinin devamı bize bağlı. Burada, hepimize büyük sorumluluk düşüyor.

WWF, hayvanların korunması için ne yapıyor?
WWF olarak dünyanın dört bir yanında türleri ve yaşam alanlarını koruma çalışmaları yürütüyoruz. Türler hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için, bu çalışmaların uzun soluklu ve aynı yöntem ile yapılması gerekiyor. Bunun için türü doğal yaşam alanında popülasyon belirleme, araştırma ve izleme çalışmalarını yürütüyoruz. Bunun yanı sıra, yerel sivil toplum kuruluşlarının doğa koruma projelerine hibe desteği veriyor ve doğa korumadaki 38 yıllık tecrübemizi paylaşıyoruz. Yerel sivil toplum kuruluşları tarafından geliştirilen projelere hibe vermekteki amacımız, yöre halkının doğal değerlerini daha iyi tanıması, sahip çıkmasına destek olmak; doğa koruma projelerini ülke genelinde yaygınlaştırmak.

Tür özelinde, WWF-Türkiye; deniz kaplumbağası, yunus, orfoz ve saz kedisi için tür koruma ve izleme çalışmalarını yürütüyor. Bu çalışmalarla yerelde farkındalık sağlıyor; türlere yönelik koruma önlemlerinin alınması için diyalog kurulmasına ve mekanizmaların oluşturulmasına katkı sağlıyoruz.

İnsanlar nasıl destek olabilir?
4 Ekim Günü, insanların hayvanlara sevgisini ve yaşam haklarına olan saygısını göstermelerinin yanı sıra bu konuda çalışan kurumlara destek olmaları için bir fırsat veriyor. Tür koruma çalışmaları uzun yıllar süren, alanda fiilen ve sürekli halde bulunmayı gerektiren çalışmalardır. Bu çalışmaların maliyetleri oldukça yüksektir ve devam edebilmesi için elbette toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düşüyor. WWF’te yürütülen çalışmaların, bu canlı türlerini önemseyen insanlar tarafından desteklenmesi çok önemli. Bu sorumluluğu hissedenlerin yaptığı bağışlar çalışmaların devamlılığını güvence altına alıyor.

WWF-Türkiye’nin evlat edinme kampanyasına destek olun!
WWF, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde nesli tehlike altındaki türleri korumak için yürütülen çalışmalara destek sağlamak amacıyla kişi ve kurumları destek olmaya çağırıyor. İster kendiniz, ister sevdikleriniz adına nesli tehlike altındaki türleri evlat edinerek bu türlerin korunmasına yönelik çalışmalara destek olabilirsiniz.

Bağışlar karşılığında 15 lira için isme özel hazırlanmış e-sertifika, 35 lira için basılı sertifika hazırlanıyor. 75 liralık bağış için ise basılı sertifikayla birlikte seçilen türün oyuncağı ve bilgi notundan oluşan özel evlat edinme kiti gönderiliyor. Kampanya hakkında detaylı bilgi www.wwf.org.tr adresinde yer alıyor.